Yürüyen Şato Film Yorumu


Yürüyen Şato (Howl's Moving Castle), Stüdyo Ghibli'den Hayao Miyazaki yönetmenliğinde çıkmış 2004 yapımı fantastik/macera animasyonudur. Film aslında Diana Wynne Jones'un 1986 yılında yayımlanmış aynı adlı kitabından uyarlanmıştır lakin hikayeye sadık kalınmamış, filmin akışını tamamen değiştiren ve kitaptan bağımsız olmasını sağlayacak büyüklükte değişikliklere gidilmiştir. Özellikle Hayao Miyazaki'nin savaş karşıtı düşünceleri etkisini büyük oranda göstermektedir.



Howl'un Yürüyen Şato'su tipik Studio Ghibli ve Hayao Miyazaki filmlerinden biridir. Bu yapımların genel özelliğinden bahsetmeden Yürüyen Şato'yu ele almak doğru olmaz.

Studio Ghibli

Studio Ghibli, 1985 Haziran'ında kurulan bir Japon animasyon film stüdyosudur. Kuruculuğunu Hayao Miyazaki ve Isao Takahata'nın yaptığı bu stüdyo özellikle 16 Nisan 1988'de yayınlanan Ateşböceklerinin Mezarı ve Komşum Totoro ile kurulmalarının üzerinden çok vakit geçmeden oldukça ünlenmiştir. Sonrasında da özellikle Prenses Mononoke, Ruhların Kaçışı ve Yürüyen Şato ile marka değerlerini arttırmış, dünya genelinde bilinen ve sayılan bir animasyon stüdyosu olmuşlardır.

Ghibli filmleri genel anlamda görsel şölen diyebileceğimiz şekilde renkli, canlı ve hareketli filmlerdir. Buna rağmen filmlerde özellikle bırakılmış "boşluklu" sahneler ve abartı olmayıp aşinalık hissi yaratan tekrarlı sahneler veya figürler sayesinde göz yormaz. Genel olarak tüm hikayeleri fantastiktir ya da kimi zaman romantik de olan büyüme kurgusudur (coming of age).

Prenses Mononoke'deki Kodamalar (Japon mitolojisindeki ağaç ruhları)

Hayao Miyazaki

Studio Ghibli'nin hem kurucularından hem de en ünlü ve karakteristik yapımlarının yönetmeni olan Hayao Miyazaki içinse Studio Ghibli'den bahsederken kullandığımız tasviri kullanmak yanlış olmaz. Zaten Studio Ghibli'nin önde gelen isimlerinden birisi olmanın getirisiyle stüdonun tarzının belirlenmesinde büyük katkısı var. Yine de bunu özellikle belirtmel ki Miyazaki'nin eserlerinde anlattığı hikaye ne kadar fantastik yahut gerçeklikten uzak olursa olsun hayattan bir parça bulmaya devam edebiliyor, filmi izlerken başka bir evrene geçmiyoruz. Daha çok Miyazaki o başka evreni bize getiriyor da denilebilir.

Filmin ana karakteristiğini oluşturan unsurları anlattığıma göre artık filmin kendisiyle ilgili olarak konuşmaya hazırız demektir.

Howl'un Yürüyen Şatosu

Bir şapkacı dükkanında çalışan ve oldukça basit bir hayat süren sıradan kızımız Sophie Hatter, kardeşini ziyarete giderken iki kişi kendisine sarkıntılık eder. Kendisini bu adamlardan kurtaran kişiyse sapsarı saçları olan, oldukça hoş giyimli ve kibar bir genç beyefendidir. Bu genç adamın eşliğinde yürürken peşlerine takılan gizemli görünümlü büyülü yaratıklardan ve sonrasında genç adamla beraber havada yürümelerinden -evet, havada yürümelerinden!- anlar ki kendisine eşlik eden beyefendi genç kızların kalplerini çalmasıyla ünlü büyücü Howl'dur.


Howl gibi bir büyücünün kendisi gibi sıradan bir kızın kalbiyle ne yapacağını anlamasa da Howl'a kalbini kaptırdığını düşünmektedir. O gün başına gelen talihsizliklerse sadece Howl'la karşılaşmasıyla sınırlı kalmaz. Günün sonunda, dükkanda her zamanki gibi şapkalarla uğraşırken içeri bir müşteri girer. Sophie dükkanın kapalı olduğunu söylese de kadın çıkmaz, zaten kadında garip bir haller vardır. Kadın, Sophie'yi aşağılar vaziyette konuşur ve buna tahammül edemeyen Sophie kadının dükkanı terk etmesini sertçe rica eder. Kadınsa "Kötülükler Cadı'sına karşı gelmeye cüret edebilirsin!" der ve onu lanetleyip dükkanı terk eder. Bir günde iki ünlü büyücü ile karşılaşmış Sophie'nin başında artık yaşlı bir kadına dönüşmüş olması laneti de vardır.


Artık dükkandakilerin işine yaramayacağını düşünen ve onlara yük olmak istemeyen Sophie, gizlice evi terk eder. Şehirden uzağa doğru ilerlerken Şalgam Kafa adını verdiği, hareket eden ve canlı olan bir korkulukla karşılaşır. Korkuluğa kendisine geceyi geçirebileceği bir yer bulmasını rica etmesi üzerine Şalgam Kafa onu Howl'un Yürüyen Şatosu'na götürür. Geceyi geçirme için başka şansı olmayan Sophie, şatoya girer. İçeride bir ateş cini olan Calcifer, sonrasındaysa Howl'un çırağı olduğunu söyleyen Michael ile tanışacaktır, Howl'la da tabii ki.


Büyülü dünyaları ve hikayeleri sevenler başta olmak üzere yediden yetmişe herkese hitap eden bu anime filmi, Sophie'nin lanetinden kurtulmaya çalışması mücadelesiyle birlikte bize hem eğlence dolu bir macera, ilmek ilmek işlenmiş bir aşk, kaybedilmesinden korkulan bir dostluk ve savaşların mantıksızlığını ve iğrençliğini anlatıyor. Animasyon türünde kült sayılabilecek bu film, sırf animasyon severlere değil, izleyen herkese büyülü bir dünyanın kapılarını açıyor.


"Korkunç hissediyorum, bir kayanın altına sıkışmış gibi"
"Evet, kalp ağır bir yüktür."

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Edebiyatımızdaki İlk Batılı Öykü Küçük Şeyler

Doğmamış Çocuğa Mektup Kitap İncelemesi

Sil Baştan Film Yorumu

Kan Donduran Bir Katil: Koku Kitap İncelemesi

Tehlikeli Oyun Film Yorumu